Ekşi Sözlük Neden Kapatıldı ?

Simge

New member
Ekşi Sözlük’ün Kapanışına Dair Bir Hikaye: Bir Zamanlar Hepimizin Eviydi

Merhaba forumdaşlar,

Bugün sizlerle çok özel bir hikaye paylaşmak istiyorum. Hani bazen bir şeyin sonlanışı, asla beklemediğiniz bir şekilde kalbinizde derin bir boşluk yaratır ya, işte Ekşi Sözlük’ün kapanışı da bana o hissi yaşattı. Hep birlikte düşündüğümüzde, hepimiz için bir şeyler ifade eden, o evin kapısının kapanışı gibi oldu. Şimdi gelin, hikâyeme bir göz atalım.

Bir Zamanlar Ekşi Sözlük’te Yaşayan İki Karakter: Emre ve Zeynep

Emre ve Zeynep… Belki tanıdığınız, belki de sadece yazılarından haberdar olduğunuz iki farklı karakter. Emre, çözüm odaklı, stratejik düşünen, her şeyin bir planla yapılması gerektiğine inanan biriydi. Zeynep ise duygusal zekasıyla her sorunun kökenine inmeyi, insanları anlamayı seven, ilişkileri öne çıkaran bir kadındı. İkisi de Ekşi Sözlük’ün ilk günlerinden itibaren aktif kullanıcılarıydılar. Her ikisi de farklı bakış açılarıyla platformda varlık gösteriyor, birbirlerinin yazılarını sıkça okuyor, kendi yorumlarını bırakıyorlardı. Ancak bir gün, her şey değişti.

Bir sabah, Zeynep’in yazdığı “Hayat Ne Zaman Anlamlı Olur?” başlıklı başlık altındaki yorumları okurken, gözlerinde bir solukluk fark etti. Ekşi Sözlük’ün kapanacağına dair bir söylenti yayılmaya başlamıştı. İnsanlar, bu olayın gerçekten olamayacağını savunuyordu; Ekşi Sözlük, yıllardır var olan bir kültürün parçasıydı, o nasıl kapanabilirdi? Ama içinden bir şey ona, belki de bir duygu, belki de bir içgörü, Ekşi Sözlük’ün artık çok fazla insanı barındıramayacak kadar büyüdüğünü, eskisi gibi olamayacağını söylüyordu. Bu düşünceler, Zeynep’i derinden sarstı. Ekşi Sözlük, bir zamanlar ona yalnız hissettiğinde huzur veren, düşüncelerini paylaşabileceği bir yer olmuştu. Bir anlamda, Ekşi Sözlük, Zeynep’in ruhunu besliyordu.

Emre ise, Zeynep gibi duygusal bir bakış açısına sahip değildi. O, çözüm odaklı bir adamdı. “Eğer Ekşi Sözlük kapanacaksa, bunun bir nedeni vardır,” diye düşündü. Sistematik bir şekilde olayı çözmeye çalıştı, platformun kapanması için dışarıdan bir baskı olduğunu savunarak bir yol haritası oluşturdu. “Bunun arkasında başka bir şey olmalı,” diyordu Emre. “Bu kadar büyük bir platformun kapanması bu kadar kolay olamaz. Belki de Ekşi Sözlük, içindeki kullanıcı sayısını kontrol edebilmek için bilinçli bir adım attı. Ne olursa olsun, bir çözüm bulmalıyız!”

Emre’nin bakış açısına göre, her şeyin bir nedeni vardı. Ancak Zeynep, tam tersine, bu olayın sadece ekonomik veya stratejik bir karar değil, toplulukla kurulan duygusal bağların kaybedilişi olduğunu hissediyordu. Ekşi Sözlük, bir platformdan çok daha fazlasıydı; o, bir zamanlar onların eviydi. Her yeni başlık, yeni bir kapı aralanmasıydı.

Ekşi Sözlük: Artık Kimse Konuştukça Büyüyemiyor muydu?

Zeynep, yazılarında ve düşüncelerinde hep insanları anlamaya çalıştı. “İnsanlar bir araya geldikçe birbirlerini anlamazlar mı? Sorunları tartışmak, duygusal bağ kurmak, hayata dair umudu paylaşmak neden bu kadar zor hale geldi?” diye düşünüyordu. Ekşi Sözlük, bir zamanlar herkesin tek başına düşünmek zorunda kalmadığı, yalnızlığını anlamlı bir şekilde paylaşabildiği bir platformdu. Ama şimdi, sistemin baskıları ve yozlaşması, ona o eski samimiyeti hissettiremiyordu. İletişim yerini karamsarlığa, çözümsüzlüğe bırakıyordu. Zeynep, ekşi bir tonda yazılan yazılara üzülüyordu. Ne oldu, diye soruyordu kendi kendine. “Hepimiz birbirimizi anlamaktan bu kadar mı uzaklaştık?”

Emre, stratejik düşüncelerini paylaşırken “Bir platform kapanıyorsa, o platformda bir şeyler yanlış gitmiştir,” diyordu. Zeynep ise, bunun sadece ticari bir mesele olmadığını, insanların ilişkilerindeki kopuklukları gösterdiğini hissediyordu. Ekşi Sözlük’ün kapanışı, sadece bir internet sitesinin kapanması değildi; insan bağlantılarının, sağlıklı iletişimin kaybıydı.

Bir Zamanlar Hepimizin Eviydi, Artık…

Zeynep, son bir kez Ekşi Sözlük’e girdiğinde, herkesin yazdığı başlıkları, yorumları birer birer okudu. Sonra bir başlık dikkatini çekti: "Bir zamanlar evim olan bu platformun kapanması, bana sadece dijital bir kayıp gibi gelmiyor. Birçok şeyin kaybı gibi." İçinde bulunduğu boşluğu anlamıştı. Gerçekten de, Ekşi Sözlük sadece bir platform değildi, bir kültürdü, bir evdi. Emre, stratejik çözüm önerileri sunmaya devam etse de, Zeynep bu kaybın derinliğini anlamıştı.

Sonunda, her şeyin son bulduğu noktada Zeynep’in içinde bir huzursuzluk vardı. Ekşi Sözlük’ün kapanışını, sadece teknolojik bir dönüşüm değil, aynı zamanda insan ilişkilerinin, empatik bağların kayboluşu olarak görüyordu. Hep birlikte bir zamanlar aynı duyguyu yaşadıkları, birbirleriyle fikirlerini paylaştıkları bu platformun kaybı, sadece dijital değil, bir insanlık kaybıydı.

Sizler de Bu Hikayeyi Paylaşmak İster Misiniz?

Bundan sonra ne olacak? Ekşi Sözlük’ün kapanışı, tüm bu bağları koparmak zorunda mı bırakacak? Hep birlikte düşündüğümüzde, kaybımızın aslında sadece bir dijital platformla sınırlı olmadığı gerçeğini de göz önünde bulundurmalıyız. Ne dersiniz? Bu hikâyeye sizlerin de ekleyeceği bir şeyler var mı? Bir zamanlar hepimizin eviydi, ancak şimdi…