Aşırı sağcılar kimdir ?

Simge

New member
Aşırı Sağcılar Kimdir? Bilimsel Bir Mercekten, İnsanî Bir Bakışla

Selam dostlar 🌿

Son zamanlarda haberlerde, sosyal medyada ya da sokakta sıkça karşımıza çıkan bir kavram var: “aşırı sağ”. Kimi zaman protesto görüntülerinde, kimi zaman seçim sonuçlarında, kimi zaman da göçmen politikalarında bu terimi duyuyoruz. Ama gerçekten kimdir bu “aşırı sağcılar”? Onları sadece öfke ve önyargı üzerinden değil, bilimsel bir anlayışla ama insani bir merakla ele almak istedim. Çünkü mesele sadece “politika” değil; aynı zamanda psikoloji, sosyoloji ve hatta nörobilim meselesi.

---

Tanım: Aşırı Sağ Nedir?

Aşırı sağ, temel olarak milliyetçi, otoriter ve genellikle dışlayıcı ideolojileri savunan politik hareketleri kapsar. Bu akımlar;

- ulusal kimliğe vurgu yapar,

- göçmenlere, azınlıklara veya “öteki” görülen gruplara karşı mesafeli ya da düşmanca tutum sergiler,

- mevcut düzene karşı radikal ama geçmişe özlem duyan bir tavırla hareket eder.

Bilimsel literatürde bu tür ideolojik yönelimler “right-wing authoritarianism (RWA)” ve “social dominance orientation (SDO)” kavramlarıyla incelenir.

📘 RWA, otoriteye itaat, toplumsal düzenin korunması ve farklı olana karşı tahammülsüzlükle ilişkilidir.

📗 SDO ise toplumsal hiyerarşiyi doğal gören ve eşitliği tehdit olarak algılayan bir tutum biçimidir.

Yani aşırı sağcılık, sadece politik bir tercih değil; dünyayı algılama biçimidir.

---

Psikolojik Açıdan: Beynin Güvenlik Arayışı

Psikoloji alanındaki araştırmalar, aşırı sağ yönelimlerin çoğu zaman tehdit algısı ile ilişkili olduğunu gösteriyor. 2018’de Political Psychology dergisinde yayımlanan bir meta-analize göre, tehdit veya belirsizlik durumlarında insanlar daha muhafazakâr ve otoriter görüşlere kayma eğiliminde oluyorlar.

Beyinde bu eğilimin merkezi amigdala bölgesidir — yani korku ve tehdit algısını yöneten alan. 2011’de University College London tarafından yapılan bir araştırmada, muhafazakâr bireylerin amigdala hacminin liberal bireylere göre daha büyük olduğu bulunmuştu. Bu, onların dünyayı “daha tehlikeli bir yer” olarak algıladıklarını düşündürüyor.

Kısacası, aşırı sağcı düşünce biçimi çoğu zaman “düzeni koruma” ve “güvenliği sağlama” içgüdüsünün bir yansımasıdır.

---

Toplumsal ve Tarihsel Boyut: Korkuların Kökü

Aşırı sağ hareketler genellikle ekonomik krizler, savaşlar veya toplumsal değişim dönemlerinde yükselir.

Tarihsel olarak, 1930’ların Avrupa’sında yaşanan ekonomik çöküş ve işsizlik, birçok ülkede aşırı sağın güçlenmesine zemin hazırlamıştı. Günümüzde de benzer bir dinamik gözlemleniyor:

- Göç dalgaları,

- Küreselleşmenin yarattığı ekonomik belirsizlik,

- Dijitalleşmenin iş gücü üzerindeki etkisi,

bu tür hareketlerin yeniden ivme kazanmasına yol açıyor.

2022’de Pew Research Center’ın 27 ülke üzerinde yaptığı bir araştırmada, ekonomik güvensizlik hisseden bireylerin %68’i milliyetçi politikaları desteklediğini belirtmiş. Yani mesele sadece “ideoloji” değil, hayatta kalma duygusu.

---

Erkek ve Kadın Perspektifinden: İki Farklı Mercek

Bu noktada toplumsal cinsiyet farkı da ilginç veriler sunuyor.

🔹 Erkeklerin bakışı genellikle daha veri odaklı ve stratejik:

Araştırmalar, erkeklerin aşırı sağ hareketleri ekonomik rekabet, güvenlik ve düzen temelli değerlere göre değerlendirdiğini gösteriyor. “Kaynaklar azalıyor, öncelik kimde olmalı?” gibi pragmatik sorular bu grubun düşünce yapısında belirleyici oluyor.

🔹 Kadınların bakışı ise daha sosyal ve empatik:

Kadınlar genellikle aşırı sağın toplum içi uyumu bozduğunu, empati eksikliği yarattığını vurguluyor. Sosyolog Elizabeth Noelle-Neumann’ın “sessizlik sarmalı” teorisine göre, kadınlar sosyal uyumun korunmasını önemsiyor ve dışlayıcı söylemlere daha mesafeli duruyorlar.

Yani erkekler daha çok “düzeni koruma” motivasyonuyla, kadınlar ise “toplumsal dengeyi koruma” kaygısıyla bu konulara yaklaşıyor.

---

Bireysel Kimlik ve Aidiyet İhtiyacı

Aşırı sağ ideolojinin güçlü çekim noktalarından biri de aidiyet hissidir.

Modern dünyada insanlar kimliklerini kaybettikçe, bir yere ait olma isteği artıyor. Bu boşluğu en güçlü biçimde dolduran hareketler ise genellikle “biz” duygusunu öne çıkaranlardır.

Birçok aşırı sağ örgütlenme, üyelerine “biz bir aileyiz”, “ülkemizi savunan bir grubuz” mesajı verir. Sosyal psikoloji literatüründe bu, in-group (biz grubu) aidiyetinin yükselmesi ve out-group (öteki grup) algısının keskinleşmesiyle açıklanır.

Bu yüzden, aşırı sağcılık çoğu zaman yalnızlığa, belirsizliğe ve toplumsal dışlanmaya verilen bir kimlik tepkisidir.

---

Dijital Çağ ve Yankı Odaları

İnternet, aşırı sağ düşüncenin yayılmasında çarpan etkisi yaratıyor.

Sosyal medya algoritmaları, bireylerin zaten inandıkları fikirlerle uyumlu içerikleri öne çıkararak “yankı odası (echo chamber)” oluşturuyor. Böylece kişi, kendi inançlarını sürekli onaylayan bir dijital çevrede yaşıyor.

MIT’nin 2021 tarihli bir çalışmasına göre, sosyal medyada aşırı sağ içerikler, ılımlı içeriklerden %65 daha hızlı yayılıyor. Çünkü korku, öfke ve tehdit duygusu taşıyan mesajlar, insan beyninin “acil dikkat” mekanizmasını tetikliyor.

---

Empatiyle Anlamak: Aşırı Sağcılar Neden Böyle Düşünüyor?

Aşırı sağcı bireyleri anlamaya çalışmak, onların fikirlerini onaylamak anlamına gelmez. Ancak neden öyle düşündüklerini anlamak, toplumların kutuplaşmasını azaltabilir.

Birçok durumda bu bireyler, “yok sayılmışlık” hissiyle hareket ediyorlar.

Bir fabrikada işini kaybeden işçi, bir köyde sesi duyulmayan vatandaş, ya da kentte kültürel baskı hisseden genç — hepsi aslında bir şekilde sistemden dışlandığını düşünüyor.

Empatiyle yaklaşmak, bu hissin nedenlerini görmek ve çözümü sadece “politik” değil, “psikolojik” bir düzlemde aramak anlamına gelir.

---

Sonuç: Tehlike mi, Sinyal mi?

Aşırı sağ hareketler, toplumların korkularının, endişelerinin ve belirsizliklerinin aynası gibidir.

Bu yüzden onları sadece “tehlike” olarak değil, aynı zamanda “sinyal” olarak da okumak gerekir:

Bir toplumda aşırı sağ yükseliyorsa, bu çoğu zaman ekonomik, kültürel veya psikolojik bir dengesizliğin habercisidir.

Bilimsel olarak bakıldığında, çözüm; öfkeyi bastırmakta değil, korkunun nedenini anlamakta yatar.

---

Peki Siz Ne Düşünüyorsunuz?

👉 Sizce aşırı sağın yükselişi daha çok ekonomik mi, yoksa kültürel nedenlere mi dayanıyor?

👉 Empatiyle yaklaşmak sizce bu tür ideolojilerle mücadelede etkili olabilir mi?

👉 Kadınların toplumsal uyumu, erkeklerin güvenlik arayışıyla nasıl dengelenebilir?

Yorumlarda buluşalım; çünkü bazen doğruyu bulmanın yolu, farklı bakışları ayırt etmekten geçer. 🌍